Şirket Kurmadan E-Ticaret Yapılabilir Mi?

Bu yazı, “Şirket kurmadan e-ticaret yapılabilir mi?” sorusunu tüm yasal ve pratik boyutlarıyla ele almaktadır.

Şirket Kurmadan E-Ticaret Yapılabilir mi ?
Table of Contents

Şirket Kurmadan E-Ticaret Yapılabilir Mi? sorusu, dijital çağın girişimcilik ruhunu taşıyan binlerce insanın aklını kurcalayan en temel konulardan biridir. Fiziksel bir dükkanın getirdiği yüksek kira, fatura ve personel gibi ağır maliyetlerden kaçınarak, internet üzerinden kendi işini kurma fikri her zamankinden daha popüler. 

Ancak bu cazip dünyanın kapısını aralamadan önce, atılacak adımların yasal ve finansal zeminini sağlam bir şekilde anlamak, başarı ile hüsran arasındaki ince çizgiyi belirler. Peki, gerçekten de bir vergi levhası olmadan, resmi bir işletme kimliği oluşturmadan internetten satış yapmak mümkün mü? 

Bu yazıda, bu sorunun tüm katmanlarını açarak, şirket açmadan e-ticaret yapmanın ne anlama geldiğini, “Esnaf Muaflığı” gibi istisnaların hangi koşullarda geçerli olduğunu, potansiyel avantajlarını, göz ardı edilmemesi gereken ciddi risklerini ve başarılı bir e-ticaret operasyonu için izlenmesi gereken adımları en ince detaylarıyla ele alacağız.

Şirket Olmadan veya Açmadan E-Ticaret Yapılır Mı?

Bu sorunun en net ve kısa cevabı, Türkiye’deki Vergi Usul Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunu çerçevesinde “hayır”dır. Ticari faaliyetin tanımı, bir işin kâr elde etme amacı güdülerek, devamlılık arz edecek şekilde yapılmasıdır. Dolayısıyla, internet üzerinden yaptığınız satışlar bir defalık kişisel eşya satışının ötesine geçip düzenli bir hal aldığında, bu durum ticari bir faaliyet olarak kabul edilir. 

Ticari faaliyetten elde edilen her kuruş gelirin ise devlete beyan edilmesi ve vergilendirilmesi yasal bir zorunluluktur. Bu vergilendirme işleminin yapılabilmesi için de sizin bir “vergi mükellefi” olmanız, yani adınıza kayıtlı bir işletmenin bulunması gerekir.

Ancak, kanun koyucu bu kurala çok spesifik bir istisna getirmiştir: Esnaf Muaflığı. Gelir Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinde detaylandırılan bu muafiyet, belirli şartları taşıyan küçük zanaatkârları ve esnafları vergiden istisna tutar. 

E-ticaret bağlamında bu muafiyetten yararlanabilmenin şartları oldukça nettir ve çoğu e-ticaret modelini dışarıda bırakır:

  1. Ürünü Kendin Üretmek: Muafiyetin en temel şartı, satılan ürünün dışarıdan alınıp satılan bir meta olmamasıdır. Ürünü bizzat kendi el emeğinizle, evinizde veya küçük bir atölyede, sanayi tipi veya seri üretim yapan makineler kullanmadan üretmeniz gerekir. Örneğin; el örgüsü kazaklar, kişiye özel tasarlanmış takılar, ahşap oyma objeler, ev yapımı reçel veya salça gibi ürünler bu kapsama girebilir. Ancak Çin’den veya yerel bir toptancıdan aldığınız tişörtleri satmak bu muafiyetin tamamen dışındadır.
  2. İş Yeri Açmamak: Faaliyetlerinizi gezici olarak veya bir iş yeri açmaksızın yürütmeniz gerekir. Evden çalışmak bu şarta uygundur.
  3. Yıllık Ciro Limiti: Muafiyetten yararlanmanın en kritik finansal şartı, bir takvim yılı içinde elde edilen hasılatın (ciro) Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen sınırı aşmamasıdır. Bu limit her yıl yeniden değerleme oranına göre güncellenir. 2025 yılı için bu limit 1.580.000 TL olarak belirlenmiştir. Bu tutarı aştığınız anda, muafiyet hakkını kaybeder ve takip eden takvim yılı başından itibaren gerçek usulde vergilendirilmek üzere şirket kurmak zorunda kalırsınız.
  4. Esnaf Vergi Muafiyeti Belgesi Almak: Bu muafiyetten yararlanmak için bağlı bulunduğunuz vergi dairesine başvurarak “Esnaf Vergi Muafiyeti Belgesi” almanız ve bankada ticari bir hesap açarak tüm hasılatınızı bu hesap üzerinden tahsil etmeniz zorunludur. Bankalar, bu hesaba gelen paralardan %4 (eğer ürünler internet ve benzeri platformlarda satılıyorsa) oranında bir vergi stopajı (kesinti) yaparak sizin adınıza vergi dairesine öder.

Bu şartlar dışında kalan her türlü düzenli E-Ticaret yapmak faaliyeti için E-Ticaret şirketi kurmak yasal bir mecburiyettir.

E-Ticaretin Avantajları Nelerdir?

E-ticaretin bu denli popüler olmasının ardında yatan ve girişimcileri cezbeden somut avantajlar bulunmaktadır. Bu avantajları detaylandırmak, motivasyonunuzu anlamak açısından önemlidir:

  1. Düşük Operasyonel Giderler: Geleneksel bir mağaza açmanın getirdiği; dükkan kirası, depozito, emlakçı komisyonu, elektrik, su, doğalgaz faturaları, personel maaşları, SGK primleri, belediye vergileri gibi onlarca yüksek maliyet kalemi e-ticarette ya yoktur ya da çok daha düşüktür. Bu durum, sermayenizi doğrudan ürüne ve pazarlamaya yönlendirmenize olanak tanır.
  2. Sınırsız Coğrafi Erişim: Samsun’da kurduğunuz bir e-ticaret sitesiyle, sadece kendi şehrinize değil, İstanbul’a, Hakkari’ye, hatta uygun altyapı ile Almanya’daki bir müşteriye bile satış yapabilirsiniz. Coğrafi sınırların ortadan kalkması, potansiyel müşteri havuzunuzu milyonlara, hatta milyarlara çıkarır.
  3. Veriye Dayalı Pazarlama ve Satış: E-ticaret platformları ve dijital pazarlama araçları (Google Analytics, Meta Business Suite vb.) sayesinde, sitenizi kimlerin ziyaret ettiğini, hangi ürünlere baktıklarını, hangi şehirden bağlandıklarını, yaş ve ilgi alanı gibi demografik bilgilerini detaylı olarak analiz edebilirsiniz. Bu veriler, reklamlarınızı doğrudan ilgilenme potansiyeli en yüksek kitleye göstermenizi sağlayarak pazarlama bütçenizi maksimum verimlilikle kullanmanıza olanak tanır.
  4. Kesintisiz Satış (7/24): Fiziksel mağazaların aksine, e-ticaret siteniz veya pazar yeri dükkanınız siz uyurken, tatildeyken veya başka bir işle meşgulken bile müşterilere hizmet vermeye ve sipariş almaya devam eder. Bu durum, zaman ve mekandan bağımsız bir gelir akışı potansiyeli sunar.

Şirket Oluşturmadan E-Ticaret Yapmanın Olumlu Yanları

Yasal zorunlulukları bir anlığına kenara koyarsak, girişimcilerin şirket kurmadan satış yapmak istemesinin altında yatan rasyonel sebepler vardır. Bu yaklaşımın temel faydası, bir iş fikrini en yalın haliyle ve minimum riskle test etme (validasyon) imkanı sunmasıdır. Bir E-Ticaret şahıs şirketi kurmak bile belirli bir başlangıç maliyeti (noter, mali müşavir, oda kaydı vb.) ve aylık sabit giderler (BAĞ-KUR primi, muhasebeci ücreti, damga vergileri) demektir. Henüz ürününüzün satılıp satılmayacağından, doğru fiyatı belirleyip belirlemediğinizden emin değilken bu maliyetlerin altına girmek korkutucu olabilir. Şirket kurmadan, örneğin sadece bir Instagram hesabı üzerinden satış yaparak;

  1. Ürününüzün piyasadaki talebini ölçebilirsiniz.
  2. Hedef kitlenizin kim olduğunu ve beklentilerini anlayabilirsiniz.
  3. Fiyatlandırma stratejinizin doğruluğunu test edebilirsiniz.
  4. Tedarik ve kargolama süreçlerinde pratik kazanabilirsiniz. Bu süreç, adeta bir iş planının teoriden pratiğe döküldüğü, sıfır veya çok düşük maliyetli bir pazar araştırması görevi görür. Burada elde edilen veriler ve tecrübe, işi resmileştirme kararı alındığında çok daha sağlam ve bilinçli adımlar atılmasını sağlar.

Satış İçin Gerekenler Ve Yatırım Maliyetleri

Satış için gerekenler ve yatırım maliyetleri

Şirket kurmadan, test amaçlı satışa başlarken gerekenler ve maliyetler oldukça minimaldir:

  1. Minimum Gerekenler: Satılacak bir ürün, bu ürünü sergileyecek bir sosyal medya hesabı (Instagram/Facebook), ödemeleri almak için kişisel bir banka hesabı ve ürünleri göndermek için bir kargo firmasıyla bireysel anlaşma.
  2. Yatırım Maliyetleri: Bu senaryodaki ana maliyet, satılacak ürünün stok maliyetidir. Bunun dışında, paketleme için birkaç koli ve ambalaj malzemesi, potansiyel müşterilere ulaşmak için küçük bir sosyal medya reklam bütçesi yeterli olabilir. Bu modelde başlangıç maliyeti birkaç bin TL ile sınırlı kalabilir.
  3. Resmi Senaryoda Maliyetler: E-Ticaret için Şirket Kurmak kararı alındığında ise maliyetler çeşitlenir. Bir şahıs şirketi için 2024-2025 dönemi tahmini maliyetleri şöyledir:
    • Kuruluş: Noterde imza sirküleri ve muhasebeci vekaleti (yaklaşık 1.500 – 2.500 TL).
    • Aylık Sabit Giderler: BAĞ-KUR primi (2025 için en düşük 9.000 TL, genç girişimci istisnası yoksa), aylık mali müşavir ücreti (750 – 1.500 TL arası), beyanname damga vergileri (satış olmasa bile aylık yaklaşık 300-400 TL).
    • Değişken Giderler: Elde edilen kâr üzerinden %15’ten başlayan ve artan oranlı Gelir Vergisi, her satış faturası için %1, %10 veya %20 oranında KDV. Görüldüğü gibi, işi resmileştirmek beraberinde ciddi ve düzenli maliyetler getirmektedir.

Vergi Ve Yasal Yükümlülükleri Yok Sayma Riski

Bu, konunun en karanlık ve en tehlikeli yüzüdür. “Bir şey olmaz” düşüncesiyle şirket açmadan e-ticaret yapmaya devam etmek, pimi çekilmiş bir bombanın üzerinde oturmak gibidir. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), son yıllarda dijital ekonomiyi çok daha etkin bir şekilde denetlemektedir.

Banka hesaplarına düzenli olarak farklı kişilerden gelen para transferleri (özellikle “açıklamasız” veya “sipariş bedeli” gibi notlar içerenler), sosyal medya platformları, pazar yerleri ve kargo şirketlerinden alınan veriler çapraz kontrol edilerek vergi mükellefi olmadan ticari faaliyet yürütenler kolayca tespit edilebilmektedir. Yakalandığınızda karşılaşacağınız yaptırımlar şunlardır:

  1. Mükellefiyet Tesis Edilmesi: Adınıza geriye dönük olarak vergi mükellefiyeti açılır.
  2. Tüm Kazancın Vergilendirilmesi: Tespit edilen süre boyunca banka hesabınıza giren tüm “şüpheli” paralar kazanç kabul edilerek KDV ve Gelir Vergisi hesaplanır. Masraflarınızı ispatlayamazsanız, bu vergiler cironuz üzerinden hesaplanabilir ki bu çok daha yüksek bir meblağ demektir.
  3. Vergi Ziyaı Cezası: Hesaplanarak size tebliğ edilen toplam vergi borcunun bir katı kadar da ceza kesilir. Yani 100.000 TL vergi borcu çıkarıldıysa, 100.000 TL de cezası olur.
  4. Usulsüzlük Cezaları: Fatura kesmemek, defter tutmamak gibi her bir yasal yükümlülük için ayrıca usulsüzlük cezaları uygulanır.
  5. Gecikme Faizi: Borcun ortaya çıktığı tarihten ödendiği tarihe kadar geçen her ay için gecikme faizi işletilir. Sonuç olarak, birkaç bin lira kâr ettiğinizi düşünürken, bir anda on binlerce, hatta yüz binlerce liralık bir borçla karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu risk, kesinlikle alınmaya değmez.

Başarılı Bir Şekilde Şirketsiz E-Ticaret Yapmanın İpuçları

Buradaki “şirketsiz” ifadesini, yasa dışı yollardan iş yapmak olarak değil, “resmiyete geçiş öncesi akıllıca bir hazırlık süreci” olarak yorumlamak gerekir. Bu süreci en verimli şekilde yönetmek için:

  1. Her Şeyi Kayıt Altına Alın: İlk günden itibaren bir Excel dosyasında veya bir defterde, sattığınız her ürünün maliyetini, satış fiyatını, kargo ücretini, reklam harcamasını, yani tüm gelir ve giderlerinizi kuruşu kuruşuna kaydedin. Bu, işinizin kârlılığını net görmenizi ve resmileşince mali müşavirinize temiz bir başlangıç sunmanızı sağlar.
  2. Ayrı Bir Banka Hesabı Kullanın: Kişisel harcamalarınızla iş gelirlerinizi birbirine karıştırmamak için bu işe özel yeni bir vadesiz hesap açın ve tüm satış gelirlerini burada toplayın. Bu, hem takibi kolaylaştırır hem de ileride olası bir incelemede durumu netleştirir.
  3. Resmileşme Tetiğinizi Belirleyin: “Aylık 5.000 TL ciroya ulaştığımda” veya “Toplamda 100 siparişi geçtiğimde” gibi kendinize somut, ölçülebilir bir hedef koyun. Bu hedefe ulaştığınız an, daha fazla beklemeden bir mali müşavirle görüşerek şahıs şirketi kurma işlemlerini başlatın.
  4. Genç Girişimci Desteğini Araştırın: Eğer 29 yaşın altındaysanız ve daha önce adınıza şirket kurmadıysanız, “Genç Girişimci Desteği”nden faydalanabilirsiniz. Bu destek sayesinde 1 yıl boyunca BAĞ-KUR primleriniz devlet tarafından ödenir ve 3 vergi yılı boyunca belirli bir miktara kadar (2025 için yıllık 330.000 TL) gelir vergisinden muaf olursunuz. Bu, başlangıç maliyetlerinizi önemli ölçüde düşüren harika bir fırsattır. Şirket kurma kararınızı bu teşviki göz önünde bulundurarak planlayın.

Conclusion

Girişimcilik yolculuğunun başında, Şirket Kurmadan E-Ticaret Yapılabilir Mi? sorusuna verilecek en dürüst yanıt, bu yolun yalnızca bir “deneme parkuru” olabileceğidir. Şirket kurmanın getirdiği başlangıç maliyetleri ve bürokratik süreçlerden kaçınarak, sosyal medya gibi kanallar üzerinden bir iş fikrinin potansiyelini ölçmek, pazarın nabzını tutmak ve ürün-müşteri uyumunu test etmek şüphesiz akıllıca bir ilk adımdır. Bu hazırlık evresi, size paha biçilmez bir saha tecrübesi kazandırır.

Ancak bu parkurun bir sonu olduğunu ve gerçek yarışın, yani sürdürülebilir ve yasal bir işletme olmanın, resmi bir başlangıç çizgisi gerektirdiğini asla unutmamak gerekir. 

Türkiye’deki vergi kanunları, süreklilik arz eden her türlü ticari kazancın vergilendirilmesini emreder. Bu yasal zemini yok saymak, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın gelişmiş denetim mekanizmaları karşısında er ya da geç tespit edilme ve birikmiş kârın çok daha üzerinde, yıkıcı vergi cezaları ve faizlerle yüzleşme riskini beraberinde getirir.

Dolayısıyla, E-Ticaret yapmak konusunda hedefiniz büyümek, markalaşmak ve bu işten endişe duymadan, yasalara uygun bir şekilde gelir elde etmekse, E-Ticaret için Şirket Kurmak bir seçenek değil, bir zorunluluktur.

Özellikle 29 yaş altı girişimciler için sunulan “Genç Girişimci Desteği” gibi teşvikler de göz önüne alındığında, E-Ticaret şahıs şirketi kurarak atılacak resmi bir adım, işinizin temellerini sağlam bir zemine oturtarak geleceğe güvenle bakmanızı sağlayacak en doğru yatırımdır.

FAQ

Sadece Instagram'dan, kendi yaptığım birkaç ürünü satıyorum. Yine de şirket kurmalı mıyım?

Bu sorunun cevabı “süreklilik” ve “ticari amaç” kriterlerine bağlıdır. Eğer bu satışı yılda bir veya iki kez, bir hobi olarak yapıyorsanız ve temel amacınız kâr etmek değilse, bu durum genellikle ticari faaliyet sayılmaz. Ancak, her ay düzenli olarak ürün üretip satıyor, sipariş alıyor ve bu işten bir gelir akışı bekliyorsanız, faaliyetiniz süreklilik kazanmış demektir. Bu durumda, elde ettiğiniz gelir miktarı ne olursa olsun, yasal olarak bir işletme kurmanız ve vergi mükellefi olmanız gerekir. Esnaf Muaflığı şartlarını (özellikle yıllık ciro limiti) karşılayıp karşılamadığınızı kontrol etmek atılacak ilk adım olmalıdır.

Bir takvim yılı içinde bu ciro limitini aştığınız anda, Esnaf Muaflığı hakkınızı kaybedersiniz. Bu durumda, limiti aştığınız tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren (yani örneğin Kasım 2025’te limiti aştıysanız, 1 Ocak 2026’dan itibaren) gerçek usulde vergilendirilmeye geçmek zorundasınız. Bu da demektir ki, en geç o tarihe kadar bir şahıs şirketi veya başka türde bir şirket kurarak vergi mükellefiyetinizi tesis ettirmeniz gerekir.

Büyük pazar yerleri, hem kendi yasal sorumluluklarını yerine getirmek hem de platformlarındaki ticaretin düzenli olmasını sağlamak için satıcılarından şirket olmalarını talep eder. Bunun birkaç temel sebebi vardır:

  • Yasal Uyumluluk: Pazar yerleri, Finansal Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve Gelir İdaresi Başkanlığı gibi kurumlara karşı sorumludur. Platformlarındaki para akışının ve ticaretin yasalara uygun olmasını sağlamak zorundadırlar.
  • Faturalandırma: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereği, satılan her ürün veya hizmet için müşteriye yasal bir belge (fatura veya fiş) sunulması gerekir. Bu belgeyi sadece vergi mükellefi olan işletmeler düzenleyebilir.
  • Risk Yönetimi: Şirket kimliği, satıcının daha güvenilir ve sorumlu bir aktör olduğunu gösterir. Pazar yeri, sahte veya sorunlu satıcılara karşı bir filtreleme mekanizması olarak şirket şartını kullanır.

Satış yapmasanız veya hiç fatura kesmeseniz dahi, bir şahıs şirketinin katlanmak zorunda olduğu bazı aylık sabit giderler mevcuttur. Bunlar:

  • BAĞ-KUR Primi: Eğer başka bir yerde sigortalı (4A) olarak çalışmıyorsanız veya genç girişimci/emekli istisnanız yoksa, her ay BAĞ-KUR primi ödemeniz gerekir (2025 yılı en düşük tutarı 9.000 TL’dir).
  • Mali Müşavir Ücreti: İşlemlerinizi takip eden ve beyannamelerinizi hazırlayan mali müşavirinize anlaştığınız aylık hizmet bedelini ödemeniz gerekir.
  • Damga Vergileri: Satış olmasa bile, KDV, Muhtasar ve Gelir Geçici Vergi beyannameleri “boş” olarak verilir. Bu boş beyannameler için devlete ödenmesi gereken cüzi miktarda damga vergileri bulunur (aylık toplamda yaklaşık 300-400 TL).

Evet, önemlidir. Genç Girişimci Desteği, 18-29 yaş aralığındaki kişilerin ilk kez şirket kurması durumunda geçerlidir ve belirli şirket türlerini kapsar. Destekten faydalanmak için ya bir şahıs şirketi ya da tüm ortaklarının şartları sağladığı bir adi ortaklık kurmanız gerekir. Limited şirketlerde ise şirketin kurucu ortağı olmanız ve şirket müdürlüğünün size ait olması durumunda, sadece kendi hissenize düşen kâr üzerinden gelir vergisi istisnasından faydalanabilirsiniz, ancak BAĞ-KUR teşviki genellikle şahıs şirketleri için daha doğrudan uygulanır. En doğru bilgi için mali müşavirinize danışmanız tavsiye edilir.

Get Contact

Aklınızda kalan sorular için bizimle iletişime geçin!